Attitude: Harry Potter'ın neredeyse bitmiş olması sana ne hissettiriyor?
Rupert: Farklı sayılır. Bu duruma alışmak gerçekten zaman alıyor. Hayatımın
daimi bir parçasıydı. Temel olarak, bütün çocukluğum. Bence bu doğru
zaman. Hayatımı yönlendiriyordu. Gerçekten farklı şeyler yapmaya ve
ilerlemeye hazırım.
Attitude: Bitmesi üzücü müydü yoksa rahat bırakılmış gibi mi hissettin?
Rupert: Üzücü gibiydi. Aslında ikisi de. Salıverilmişim gibi bir his vardı ama
şimdi biraz daha özgür hissediyorum. Ne istersem yapabilirim. Bu güzel
bir his.
Attitude: Daniel, Emma ve senin son sahneyi çekerkenki klibinizi gördüm. Nasıldı?
Rupert: Son sahnenin bu kadar gelişigüzel olması çok tuhaftı: yeşil ekran bizi
şömineye atlarken çekti. Bu kadar. Bütün bu yıllar o anla bitmiş gibi
hissettim. Hava biraz bozuk olsa da, güzel bir gündü. Barbekü yaptık.
Ben dondurma minibüsümü getirdim (Rupert 17 yaşındayken almış). Biraz
duygusaldı. Ekip bir vidyo oynattı. Bu vidyoda her günden birkaç kare
vardı. İzlemek gerçekten çok duygusaldı.
Attitude: Bence filmin
izleyicileri için üzücü bir durum. Dünyanın ne kadar çılgın olduğunu ele
alırsak, Harry Potter filmleriyle ilgili rahatlatıcı bir şeyler var. Bu
içtenliği hissediyor musun?
Rupert: Bu durumun yeni yeni
farkına varmaya başladım. Filmleri çekmekle çok meşgul olduğumuz için,
filmlerin insanlar için ne kadar büyük bir şey ifade ettiğini fark
edemiyorsunuz. Film galalarına gidip o heyecanı ve coşkuyu gördüğümüzde
fark ediyorduk. Gerçekten çok hoştu.
Attitude: Normal bir hayat yaşamayı başarabiliyor musun?
Rupert: Biraz idare edilebilir. Nereye gidersem tanınıyorum ama bunu hiçbir
zaman ciddi bir problem olarak görmedim, hiçbir zaman saklanmaya
çalışmadım. Okuldan bir grup arkadaşım var ve biz hala normal
iletişimimize devam edebiliyoruz.
Attitude: İlk olarak bütün bunların bir parçası nasıl oldun?
Rupert: Newsround'da filmlerde oynamaya başvurabileceğiniz bir kampanya vardı.
Bir başvuru formu yollamanız gerekiyordu. Ailem hep arkamdaydı. Binlerce
kişinin başvurabileceğini hiç düşünmemiştik. Kitapların büyük bir
hayranıydım -Galiba o zamanlar üç kitap çıkmıştı- ve her zaman Ron ve
Weasleyleri sevmiştim. Okuldaki oyunlarda birkaç kez oynamıştım ve
dramayla ilgileniyordum. Rap yaptığım bir vidyomu gönderene kadar cevap
almadım. Daha sonra beni deneme çekimlerine çağırdılar ve rolü bana
verdiler.
Attitude: "Aman Tanrım, bir film yıldızı mı olacağım?" diye düşündün mü hiç?
Rupert: Hayır, düşünmedim. Başlangıçta büyük ihtimalle sadece iki film
olacaktı. Sadece bunun işin anlaşma imzalamıştık. Sadece okuldan çok
fazla uzak kaldığım için hayli eğleniyordum.
Attitude: Julie Walters'ın (Molly Weasley) annen olarak rol alması nasıldı?
Rupert: Harikaydı. Çok sevimli biri. Bütün ünlü oyuncular gerçekten konuşmak
için samimi kişiler. Sadece birkaçı korkutucuydu. Alan Rickman'la
(Severus Snape) birkaç sahnem vardı. Karakterine büründüğünde onu biraz
korkutucu buluyordum. Sevimli birisi aslında ama bende böyle bir izlenim
vardı onunla ilgili. Çocukken ondan korkuyordum.
Attitude: Herhangi biri sana tavsiyeler verdi mi?
Rupert: Gülme ve kıkırdamayla ilgili sorunum vardı. İkinci filmde Alan'la
birlikte bir sahne çekiyorduk ve gülmeden duramıyordum. Sinirlenmeye
başladığını fark ettim! Yüzümdeki kasları rahatlatarak gülmemi durdurmam
üzerine birkaç tavsiye verdi. İşe yaramadı. (Güler)
Attitude: Son film nasıldı?
Rupert: Öncekinden çok farklıydı. Film savaşla dolu. Daha çok aksiyon var.
Aslında hala izlemedim. Muhtemelen galadan üç gün önceye kadar
izleyemeyeceğiz. Birçok karakteri kaybettiğimiz için, duygusal sahneler
çok fazla. Fred öldürüldü. Bütün Weasleylerin Fred'in ölü bedeninin
başına toplandığı çok duygusal bir sahne var. Yıllardır bildiğimiz şato
parçalanıp moloz yığınlarıyla doluyor ve heryerde ateş ve ölü bedenler
var - karanlık. Patlayan ateşlerin arasından koştuğumuz sahneler var.
Attitude: Son kitap çıkmadan önce Ron'un yola devam edemeyeceğine dair spekülasyonlar vardı...
Rupert: Evet, ben de biraz Ron'un öleceğini tahmin ediyordum. Üçümüzden birinin
başaramayacağını düşünüyordum. Gergin değil, heyecanlıydım. Kitabın
sonundan memnunum. 19 yıl sonrasını görmek de güzeldi. Kitabı herkesin
satın alabildiği gün aldım ve bir günde okudum!
Attitude: JK Rowling'in başka bir kitap daha yazacağına dair söylentiler var. Sen bunu ister miydin?
Rupert: Kitapların bir hayranı olarak bir kitap daha isterdim. Ama eğer yeni
bir kitap yazarsa şaşırırım. Tekrar yazmayacağına eminim. Ne olabileceği
hakkında bir fikrim yok. Belki bizim çocuklarımızı anlatabilir ya da
James ve Lily'nin okulda olduğu dönemleri anlatan bir tane olabilir.
Attitude: Kitapları okurken "Tanrım, bunu yapmak istemiyorum!" dediğin bir şey oldu mu?
Rupert: Hmm... Öpüşme sahnesi (Hermione ve Ron arasında olan)... Aslında
iyiydi. Yine de dokuz yaşından beri tanıdığım birini öpme fikri çok zor
görünmüştü. Arkadaşlığımızı bir kenara bırakmak ve alışmak biraz zaman
aldı. Sahne için üzerimize kovalarca su boşalttıkları için
sırılsıklamdık. Çok güldük ve konsantre olmak uzun bir süre aldı. Dört
kez filan denedik.
Attitude: Emma dünyanın en güzel kadınlarından biri olarak kabul ediliyor!
Rupert: Evet kesinlikle. Karakterlerimiz için güzel bir andı ama benim için bir
kızkardeş gibi. Hepimiz çok yakın arkadaşlarız ve bu yüzden bunu yapmak
biraz garipti.
Attitude: Şu an birbirinizi çok sık görüyor musunuz?
Rupert: Bittiğinden beri fazla göremiyoruz çünkü hepimiz çok meşgulüz ama bence
sonsuza dek çok iyi arkadaşlar olacağız. Son çekimden sonraki partide
hepimiz ağladık, hiç beklemesem de üçümüz birden ağladık.
Attitude: Büyürken izlediğin favori filmlerin neler?
Rupert: Edward Makaseller ve Çarli ve Çikolata Fabrikası'nı severim. Garip olan her şey, her zaman ilgimi çekmiştir.
Attitude: Hangi süper kahraman olmak isterdin?
Rupert: Garip bir seçim olsa da, büyük ihtimalle Spiderman çünkü örümcek fobim
var. Örümceklerden nefret ediyorum. Hayatımı bile etkiliyor.
Ayakkabılarımı giyeceğim her zaman içlerini kontrol ediyorum. Bütün
çarşaflarımı ve yastıklarımı kontrol ediyorum.
Attitude: Comrade adındaki sıradaki filmin savaş karşıtı mesaj içeriyor. Film tam olarak neyle ilgili?
Rupert: İkinci Dünya Savaşı sırasında Norveç'in ortasında uçakları vurulmuş iki
İngiliz, üç Alman asker hakkındaki gerçek bir hikaye. Soğuk havada
hayatta kalmaya çalışıyorlar ve birlikte yaşayıp, arkadaş oluyorlar.
Görmeye alıştıklarımızdan farklı bir savaş filmi. Şiddete odaklanmıyor.
İnsanların düşmanlarken nasıl arkadaş olabildiklerini anlatıyor.
Attitude: Harry Potter'dan daha üstün bir iş yapamamak yüzünden, gelecek için olumsuz bir yan var mı?
Rupert: Bunu hiç böyle düşünmüyorum. Bu kadar önemli ve büyük bir işin içinde
olamayacağımın kesinlikle farkındayım. Bunun bir parçası olduğum için
çok gurur duyuyorum. İlerisi için iyi bir hikaye ve ilginç karakterler
ilgimi çekiyor.
Attitude: Daniel'ın Equus oyununda oynadığı gibi çıplak bir sahnede oynar mıydın?
Rupert:
Bilmem. Evet, olabilir. Büyük bir cesaret istiyor, özellikle tiyatro
sahnesinde.Bu yüzden ona büyük bir saygı duyuyorum. Sanatsal bir sebebe
bağlı olup olmamasına göre değişir. (Güler) Buna kesin bir kural
koymuyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder